Sivas’a geçerken uğradığı Yozgat’ta partilileriyle bir araya gelip basın toplantısı düzenleyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, akaryakıtın litresine bu geceden geçerli olmak üzere üç liraya yakın ilave ÖTV artışı getirileceğini ileri sürdü.
Kılıç, “Bu da demektir ki akaryakıt bu gece itibarıyla yüzde 7,5-8 oranında zamlanmış olacak. Peki bu ne demektir? Domatesinden patatesine, makarnasından pirincine kadar tüm temel giderlerimizde aynı oranda zamlar arka arkaya gelecek demektir” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE MAALESEF BORÇ- FAİZ SARMALINA GİRMİŞ BULUNMAKTADIR”
Yozgat’a en son ziyaretini, Gençlik ve Spor Bakanı olarak yaptığını ve aradan 10 yıl geçtikten sonra tekrar Yozgat’ta olmaktan mutlu olduğunu aktaran Kılıç, şunları söyledi:
“Maalesef enflasyon son 25 yılın tarihi zirvesinde. An itibarıyla yüzde 65 düzeyinde bir enflasyon var ve mayıs ayına kadar enflasyon rakamının yüzde 75’e kadar tırmanması bekleniyor. Enflasyon ne demektir; hayat pahalılığı demektir, geçim sıkıntısı demektir. Bu geçim sıkıntısının maalesef en fazla yansıdığı yer evlerimizin mutfaklarıdır. Gıda enflasyonu denilen fiyat artışlarından dolayı dar gelirli vatandaşlarımız pazardan filesini, marketten poşetini doldurmakta, tenceresini kaynatmakta büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bugün itibarıyla TÜRK-İŞ’in verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 14 bin 500 lira. DİSK’in verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 15 bin liranın da üzerinde. Açlık sınırı nedir; dört kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenmesi için gereken mutfak masraflarıdır. Bunun içerisinde eğitim yok, sağlık yok, ulaşım yok, giyim kuşam yok, yakacak yok, elektrik, su, doğal gaz, telefon faturaları yok. Allah milletimizin yardımcısı olsun. Türkiye maalesef borç faiz sarmalına girmiş bulunmaktadır. Borcu borçla ödeyerek bu girdaptan kurtulmak mümkün değildir. Faizleri arttırdıkça arttırarak bu çıkmazdan çıkmak, bu düğümü çözmek mümkün değildir. Borcu milli kaynak paketleriyle ödemek, faizleri yükseltmemek ve Türkiye’yi borç faiz sarmalından çekip çıkarmak lazımdır. Ancak bugünkü hükümet bugünkü ekonomik tablonun sorumlusu olduğu için ve şu an uygulanmakta olan ekonomi politikaları bizi buraya getiren ekonomi politikalarının tıpatıp aynısı olduğu için maalesef bugünkü iktidarın Türkiye’yi bu açmazdan çıkarması mümkün görünmemektedir. O nedenle Türkiye’mizin de Yozgat’ın, Sivas’ın, Kayseri’nin, Ankara’nın da bütün Anadolu’nun da Yeniden Refah’a, yeniden Milli Görüş iktidarına acil ihtiyacı bulunmaktadır.
“AKARYAKITIN LİTRESİNE ÜÇ LİRAYA YAKIN İLAVE ÖTV ARTIŞI GETİRİYORLAR”
482 milyar dolar borcun Türk lirası karşılığını bulabilmek için bu rakamı 30 ile çarpmanız lazım. Allah millete de memlekete de kolaylık versin. Bu geceden geçerli olmak üzere akaryakıtın litresine yaklaşık üç lira ÖTV zammı gelecek. Hani ÖTV artırılmayacaktı. Hani KDV artırılmayacaktı. Bizim bu ittifaka girerken imzaladığımız protokolde ne vardı? Yeni vergiler istemiyoruz. Yeni zamlar istemiyoruz. Ek ÖTV istemiyoruz. KDV artışı istemiyoruz. Bilakis vergileri indirmek lazımdır. O tam aksine seçimden sonra katma değer vergisini yüzde 18 olan katma değer vergisini yüzde 20’ye çıkardılar. Şimdi akaryakıtın litresine bu gece sıfır sıfırdan itibaren üç liraya yakın ilave ÖTV artışı getiriyorlar. Bu da demektir ki akaryakıt bu gece itibarıyla yüzde 7,5-8 oranında zamlanmış olacak. Peki bu ne demektir? Domatesinden patatesine, makarnasından pirincine kadar tüm temel giderlerimizde aynı oranda zamlar arka arkaya gelecek demektir. Yazık günah değil mi? Asgari ücrete artış yapıldı, tamam. 11 bin 400 liraydı, 17 bin 2 liraya çıktı asgari ücret. Ama bu zamlar bu şekilde arka arkaya gelmeye devam ederse üç aya kalmaz, bugünkü asgari ücret de dört kişilik ailenin zorunlu yaşama giderleri olan açlık sınırının altında yine kalır. İşte bu sosyoekonomik koşullar içerisinde bizim topluma, Yozgat’a bütün ilçelerine söyleyecek sözümüz var.
“KILIÇDAROĞLU-ERDOĞAN İKİLEMİNDE ERDOĞAN’DAN YANA TAVRIMIZI BELİRLEDİK”
Cumhurbaşkanlığı seçiminde beka meselesidir dedik. Terörle mücadele kesintiye uğramasın dedik. Türkiye’nin dış politikasında tutarsızlıklar yaşanmasın dedik. Kılıçdaroğlu-Erdoğan ikileminde Erdoğan’dan yana tavrımızı belirledik ama artık bu seçim yerel seçim değerli arkadaşlar. Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz. Hükümet seçmeyeceğiz. İç politikanın, dış politikanın, ekonominin gidişatını belirlemeyeceğiz. Sokakları kim süpürsün, çöpümüzü kim kaldırsın, kaldırımları kim onarsın, asfaltı kim atsın, parkı, bahçeyi kim yapsın? Kreşleri, yaşlı bakım merkezlerini, engelli rampalarını kim kullanıma hazırlasın gibi bir belediyenin yapması gereken işlerle ilgili kararımızı vereceğiz. Bizim bu hizmetlerimizi en iyi görecek olan belediye başkanı adayını belirleyip seçeceğiz. İkinci bir şey daha var. Nedir o, Ankara’ya Yozgat’tan Sivas’tan Kayseri’den mektup göndereceğiz; ‘Ey hükümet ekonomideki bu gidiş gidiş değil. Faizlerdeki bu artış haklı bir durum değil. Bu zamları biz taşıyamıyoruz. Bu hayat pahalılığını kaldıramıyoruz. KDV’yi arttırdığınız yetmemiş gibi şimdi de akaryakıtta ÖTV artışına gidiyorsunuz. Dayanamıyoruz.’ Mektubumuza satır satır bunları yazacağız. Bu mektup bildiğiniz mektuplar gibi zarfa konulup postaya verilmeyecek. Bu mektup Yüksek Seçim Kurulu’nun zarfına mühürlenmiş pusula olarak konulacak ve 31 Mart 2024 tarihinde sandıklara atılacak. Sandıklar açıldığında oylar sayıldığında birleştirme tutanakları televizyon ekranlarına yansıdığında Ankara’da ülkeyi yönetenler açık mektubunuzu okumuş olacak, bu kadar net.”